Kürtlerin hakları için mücadele ettiği propagandasını yapan PKK teröründen en büyük zararı bölge halkı görmüştür.
Kürtçülüğü maske olarak kullanan terör örgütü PKKnın üst düzey yöneticileri Ermeni ve Yezidi asıllıdır.
PKK’nın üst düzey sorumlularından “Parmaksız Zeki” kod adlı Şemdin Sakık babaannesinin Ermeni olduğunu açıklamıştır.
Kongra-Gel PKKnın cephe örgütü Avrupa Kürt demokratik toplum koordinasyonu (CDK) sözde meclis üyesi ve Aponun Avrupadaki para kasası olarak bilinen Nuriye Kesbir, Yezidi asıllıdır. Nuriye Kesbir, Eylül 2001 yılında Hollanda’ya yasadışı yollardan girmek isterken yakalanmıştır.
Avrupa Parlamentosu üyesi ve PKK’nın Avrupa’da sözcülüğünü yapan Feleknaz Uca Yezidi asıllıdır.
Feleknaz Ucanın babası Abdullah Uca da PKK terör örgütünün güdümündeki Yezidi Kürdistan Birliğinin başkanıdır.
PKK’nın yurtdışında sözde “sürgün hükümeti” kurma çalışmalarında delege seçilen 1959 Silvan doğumlu Semra Bakır, bir Hıristiyan Ermenisidir. Semra Bakır’ın kardeşi Armenak Bakır ise adını Orhan olarak değiştirerek terör örgütü TİKKO’ya katılmıştır. Örgütün merkez komitesine kadar yükselen Orhan Bakır güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülmüştür.
Ayrıca, PKK’nın yurtdışında sözde “sürgün hükümeti” kurma çalışmalarında delege seçilen Meryem Tabaş’ın dedesi Hokar ve ninesi Haykanuş Ermeni asıllıdır.
Diğer taraftan, örgütün yaptırdığı anketlerde teröristlerin 80 gibi bir çoğunluğunun din olarak Zerdüştlük ve Hıristiyanlığı benimsedikleri ortaya çıkmıştır. Bunlara ilave olarak, Şırnak’ta güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada ölü olarak ele geçirilen bayan teröristin “göğsünde kolye olarak haç” taşıdığı görülmüştür.
Sünnetsiz yakalananlar
Abdulaziz Özdemir (Ermeni asıllı) : Dedesi Yusuf ve ninesi Kazo Ermeni asıllıdır. 1953 İdil doğumlu terör örgütü militanı Abdulaziz Özdemir 21.02.1991 tarihinde Şırnak ili İdil ilçesi Köyceğiz Köyü yakınlarında Türkiyeden Suriyeye geçmek isterken PKK örgüt mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilmiştir. Yapılan muayenesinde sünnetsiz olduğu tesbit edilmiştir.
Levent Kayadağ (Ermeni asıllı): Dedesi Mikdat ve Ninesi Havuş Ermeni asıllıdır. 1972 Siverek doğumlu PKK terör örgütü militanı Levent Kayadağ 16.10.1993 tarihinde Elazığ ili Alacakaya Çataklı Köyü yakınlarında köy korucuları ile girdiği çatışma da ölü olarak ele geçirilmiştir. Yapılan muayenesinde sünnetsiz olduğu tesbit edilmiştir.
Mehmet Öztunç (Ermeni asıllı): Dedesi Musa ve ninesi Mirari Ermeni asıllıdır. 08.09.1993 tarihinde Antalya da PKK terör örgütü mensubu olmaktan ve örgüte yardım ve yataklık yapmaktan tutuklanmıştır. Sünnetsiz olduğu tesbit edilen 1954 Beytüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç 19.08.2000 tarihinde HADEP Antalya İl Yönetim Kurulu Üyesi seçilmiştir.
Askerlikden kaçanlar
Orhan Ölsen (Ermeni asıllı) : Büyük dedesi İliyo ve ninesi Mari Ermeni asıllıdır. 1977 Silvan doğumlu Orhan Ölsen çürük raporu alarak askere gitmemiştir. Orhan Ölsen PKK terör örgütünün dağ kadrosundandır.
İdris Sefil (Ermeni asıllı): Büyük dedesi Avit ve ninesi Cevahir Ermeni asıllıdır. 1977 Karayazı doğumlu PKK terör örgütü mensubu İdris Sefil, Adana;1.DGM mahkemesinde 3713sa/- : CK/168: yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmış, hapis cezası almıştır. Terör örgütü PKK-YCK örgütlenmesi içerisinde faal olmuştur. Konya HADEP il teşkilatı gençlik komisyonu üyesi olan İdris Sefil, çürük raporu alarak askere gitmemiştir. 25.04.2006 tarihinde K.Irakta çıkan silahlı çatışma sonrasında öldürülen Ersin Sefilin de yakınıdır.
Haci İçer (Ermeni asıllı): Dedesi Ali ve ninesi Gule Ermeni asıllıdır. 1974 Hazro Doğumlu PKK terör örgütü mensubu Haci İçer, HADEP Diyarbakır Hazro ilçe teşkilatı yönetim kurulu üyesidir. PKK terör örgütü mensubu Haci İçer çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
Bebek çantasına yerleştirdiği bombalarla Adanada eylem yapmak üzereyken yakalanan Yezidi asıllı saçları röfleli PKKlı canlı bomba
Hatice Arat (Yezidi Asıllı): Adana’da bebek çantası ile yakalanan saçları röfleli PKKlı canlı bomba Hatice Arat Yezidi asıllıdır. Dedesi Hasso ve ninesi Meryem Yezididir. 12.04.2007 tarihinde Adanada bir internet kafede bebek çantasına koyduğu el bombası ve 9 kilo 750 gram A-4 plastik patlayıcı ile birlikte canlı bomba olarak eylem yapmak üzere iken güvenlik güçlerince yakalanmıştır.
Şemdinli olaylarından sonra halkı güvenlik kuvvetlerimize karşı provoke eden DEHAPlı PKK mensubu
Sidar Şimşek (Ermeni Asıllı): Büyük dedesi Bedros ve ninesi Luşin Ermeni asıllıdır. 1978 Silvan doğumlu DEHAPlı Sidar Şimşek, DEHAP Silvan ilçe teşkilatı faaliyetlerinde yer almaktadır. PKK terör örgütü mensubu Sidar Şimşek DEHAP Silvan ilçe teşkilatı tarafından, 18.11.2005 günü "Şemdinli ve Yüksekova’da yaşanan olaylar" ile ilgili olarak yapılan basın açıklamasına katılıp yasadışı slogan atarak topluluğu güvenlik kuvvetlerimize karşı provoke etmiştir
PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yapan işbirlikçi, Süryani asıllı köy muhtarı ve Ermeni asıllı HADEP İmamlar Birliği üyesi
Şemsi Emen (Süryani asıllı): Büyük dedesi Kermo ve ninesi Havva Süryani asıllıdır. 1937 Ceylanpınar doğumlu Şemsi Emen, Şanlıurfa ili Ceylanpınar ilçesi HADEP üyesi olup Ceylanpınar ilçesine bağlı Işıklar Köyünde muhtarlık yapmıştır. Bölgede terör örgütü PKKya yardım ve yataklık yapan işbirlikçilerdendir.
Zülküf Demirtaş (Ermeni asıllı): Büyük dedesi Kirikos ve ninesi Nazlı Ermeni asıllıdır. 1948 Palu doğumlu Zülküf Demirtaş terör örgütü PKK işbirlikçilerinden olup HADEP İmamlar Birliği üyesidir.
Ermeniler kime oy verecek
Ermeniler AKP'ye Oy Verecek 04/06/2007 Dink cinayetiyle ilgili Büyükanıt'a gitmeye hazırlanan Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob, Osmanlıya karşı hata yaptıklarını itiraf etti. Mesrob, Ermenilerin kime oy vereceğini açıkladı. Hrant Dink cinayetiyle ilgili Org. Büyükanıt ile görüşeceğini açıklayan II. Mesrob'dan özeleştiriDer Spiegel Dergisi'nin internet sitesine konuşan Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob, Hrant Dink cinayetinin arkasındakilerin korunduğunu belirterek, konuyu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ile görüşeceğini söyledi. TÜRKİYE Ermenileri Patriği II. Mesrob, Agos Gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra "Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarıyla ortaya çıkan desteğin milliyetçi baskılar nedeniyle azaldığını, cinayetin arkasındakilerin korunduğunu, bu konuyu yakında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüşeceğini söyledi. Alman "Der Spiegel" dergisinin internet sitesinde yayınlanan söyleşide II. Mesrob şunları söyledi: "Sürekli olarak tehdit mektupları alıyoruz. Bu mektuplarda 'nerede oturduğunuzu biliyoruz ve sizi öldüreceğiz, cesetlerinizi taşıyacağız' deniliyor. Bu nedenle geçen günlerde Ermeni okulları boşaltıldı. Bunun üzerine İstanbul valisine başvurduk. Bize, güvenlik için özel korumalar tutmamazı önerdi. Bu biraz komik bir şey. Çünkü, devletin öncelikli görevi yurttaşlarını korumaktır. Herhalde Türkiye'deki azınlıkları kovmak isteyenlerin sayısı artıyor. Özellikle genç Ermeniler bu yüzden ülkeyi terk etmekte. Çoğu ABD, Fransa ve Almanya'ya gidiyor. Biz seyahat özgürlüğüne karşı bir şey yapmak istemiyoruz ama bu kaçışı da durdurmak istiyoruz. Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra insanlar ellerinde 'Hepimiz Hrant Dink'iz, Hepimiz Ermeniyiz' yazılı pankartlar taşıyıp destek verdi. Ancak bu dayanışma son dönemlerde milliyetçi çevrelerin sesini yükseltmesi nedeniyle azaldı. Hrant Dink cinayetinin arkasındakiler korunuyor. Yakında Ankara'ya gideceğim. Genelkurmay Başkanı'na bu konuyla ilgili açık bir şey söylemenin zamanı geldi." OSMANLI'YA HATA YAPTIKPatrik II. Mesrob, Ermeni diasporasının soykırım baskısını nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Bu taktik bize yardımcı olmaz. Tabii 1915 yılındaki kanlı olaya karşı suskun kalamayız. Ama Ermenilerin de Osmanlı hükümetine karşı silahlarını kaldırıp hata yaptıklarını da görmeliyiz. Osmanlı hükümeti de silahlı Ermenileri cezalandırma yerine Suriye çöllerine sürerek tüm Ermeni halkından intikam aldı. Bu korkunç dönem kesinlikle unutulmamalı ama biz herşeye rağmen ileriye bakmalıyız. Ermeni soykırımını kabul etme talebi şu anda bize yarar sağlamaz. Bu tutumumuz nedeniyle biz diaspora Ermenileri tarafından sık sık saldırıya uğruyoruz. ABD'deki Ulusal Ermeni Komitesi kısa bir süre önce bizi Türklerin işbirlikçisi olarak suçladı. Ama ben doğal olarak Türkiye'deki Ermenilerin yurtdışındakilerden farklı düşündüğünü sanıyorum. Diaspora Ermenileri her şeyin bir seferde gerçekleşmesini istiyor. Ama bu Türkiye gerçeğinden çok uzaktır. Ermeni soykırımının tanınmasında ısrar edilmesi yerine biz Türklerle Ermeniler, Türkiye ile Ermenistan arasında diyaloğun geliştirilmesi için çaba göstermeliyiz. Oyumuz AK Parti'yePatrik, Tayyip Erdoğan hükümetinin kendilerine karşı yakın davrandığını ve bu nedenle de seçimlerde AKP'ye oy vereceklerini söyledi. Patrik, "Dürüst olmak gerekirse, Biz Ermeniler, AKP'yi CHP muhalefetine tercih ediyoruz. AKP azınlıklara karşı daha az milliyetçi bir tutum sergiliyor. Erdoğan hükümeti bizim taleplerimize karşı çok açık" dedi. Hürriyet
HAİN KANCONUN TORUNU?
1915 tehcirinde bazı Ermeniler, kendilerini Kürt Alevi olarak göstererek ülkede kaldılar” şeklinde özetlenen ve tamamen araştırmaya dayanan tespitlerine sert tepki gösterenlere dikkat etmek gerekir.
Hain Kanconun torunu, hangi siyasi partinin genel başkanı?
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun “Bugün kendisini Kürt kabul eden bazı aşiretler, 16’ncı yüzyıl Osmanlı vergi kayıtlarında Türkmen aşireti olarak gösteriliyor” ve “1915 tehcirinde bazı Ermeniler, kendilerini Kürt Alevi olarak göstererek ülkede kaldılar” şeklinde özetlenen ve tamamen araştırmaya dayanan tespitlerine sert tepki gösterenlere dikkat etmek gerekir.
Aslında her iki konu da bizim için yeni değildir. Bu sütunda da defalarca gündeme getirilmiştir. Bize de tepki gösterilmişti ama Yusuf Halaçoğlu’nun bu tespitleri, Türk Tarih Kurumu Başkanı sıfatı ile açıklaması, bazı insanları paniğe sürükledi!
Önce bazı hatırlatmalarda bulunalım:
Almanya’da Türklerin düzenlediği bir toplantıda Prof. Dr. Hasan Köni, “Ermeni meselesi” başlıklı bir konuşma yapmış ve şöyle demişti:
“Tehcir sırasında, yerinden olmamak için ‘convert’ olan yani Müslümanlığa dönen Ermeniler de var. Bunların kim olduğunu bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Ayrıca dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Belki de devletin içinde de yüksek rütbeye gelmiş, Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var.”
Yaşar Canca ise şu hatırlatmada bulunmuştu:
“Hrant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki muhataplarına’ Siz 1.5 milyon kişiden bahsediyorsunuz. Oysa ayni dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?’ diye sordu. Muhatabı da ’Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir’ cevabını verdi.
Dink, bir yazısında Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetim Ermenilerden olduğunu ve bu konuda elinde belgeler yazdı ve kıyamet koptu. Dink, ‘Elimde belgeler var’ diyordu. Peki bu bilgiye ulaşan Dink, başka hangi bilgi ve belgelere ulaşmıştı. Acaba kim veya kimler toplumu aldatma açısından kendini hangi kimlikle saklı tutuyordu?”
“Hrant’la geçen günler” başlıklı yazısında Oral Çalışlar, ilginç anılarını yazdı.
“Gece Arguvan’ın Kürt köylerinden birinde, muhtarın damında sofra kurulmuştu. Zeynep Oral da yanımızda.. Arguvanlı devrimcilerle sohbet koyulaştıkça, itiraflar da başlamıştı. Hrant’ın varlığı sanki insanları itirafa zorluyordu. Anneannesinin, babaannesinin Ermeni gelin olduğunu söyleyenler sıraya dizildiler. (...) Yıllar önceydi. Trabzon yakınlarındaki bir köye gitmiştik. Yarı yıkık kiliseye ve çevresindeki eski binalara baktı. Ermenice yazıları bize tercüme etti. O binaların içinde yaşayan insanlarla konuştu. Bizi geçmiş yolculuklara çıkardı.”
Bunların dışında bir de Ziya Gökalp’ın “Şaki İbrahim Paşa Destanı” var!
Kendi memleketi Diyarbakır’a sürgüne gönderilen Ziya Gökalp, bölgede güvenliği sağlamak için kurulmuş Hamidiye Alayları’nın başındaki Milli Aşiret Reisi Şakir İbrahim Paşa’nın adının karıştığı soygun ve baskın olayları karşısında halkı direnmeye davet etti ve eyleme yöneltti. Ziya Gökalp ve arkadaşlarının önderliğinde halk, telgrafhaneyi ele geçirerek saraya telgraflar çekti. Hükümet İbrahim Paşa ve alaylarını bölgeden uzaklaştırmak zorunda kaldı (1907). Gökalp, ilk eseri olan Şaki İbrahim destanında bu olayı anlatır. Destanda Hamidiye Alayları içinde bir yüzbaşı Hüseyin vardır ki alayın katibi ve sancaktarıdır. Aslen Mardin’e bağlı Derik ilçesinin Kasrıkanco köyündendir ve yezididir. Destanda halkı soyanların elebaşısı olarak “Hain Kanco” adıyla geçer! Bilin bakalım, Hain Kanco’nun torunu, bugün hangi siyasi partinin genel başkanıdır ?
Arslan Bulut /Yeniçağ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder