26 Mayıs 2007 Cumartesi

Sivas Türk Ocağı - Birlik Dergisi

Sivas Türk Ocağı Dergisi: BirlikXX. yüzyıl başlarına gelindiğinde, Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan azınlıkların Fransız ihtilâlinden sonra Avrupa’da yayılmaya başlayan millîyetçilik akımlarının da etkisiyle devlete karşı bağımsızlık mücadelesine giriştikleri görülmüştür. Dış devletlerin de desteğiyle Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i topraklarına katmış, Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş ve Girit Yunanistan’a katılmıştır. Öte yandan, Arap ve Arnavut gibi Müslüman topluluklar da bu tür mücadelelere girişmiştir. Bu gelişmeler Osmanlı-Türk aydınlarında da Türk millîyetçiliğinin uyanmasına yol açmıştır. 19. yüzyıl sonundan itibaren kendini kültürel millîyetçilik şeklinde ifade eden Türkçü hareket, Balkan Savaşı ile birlikte siyasal bir akıma dönüşme sürecine girmiştir1.Türkiye’nin yakın tarihindeki kilometre taşlarından biri olan Türk Ocakları da, Osmanlı kozmopolit yapısı içinde çözülen ümmetçilik görüşünden sonra, tepkisel biçimde oluşan millîyetçilik akımının bilinçlendirilmesinde başrolü oynayan bir örgütlenme olmuştur2. Türk Derneği (1908), Türk Yurdu (1911), Türk Bilgi Derneği (1913) ve Türk Gücü Derneği (1914)gibi Türkçü derneklerden biri olan Türk Ocağı, II.Meşrutiyet Devri (1908-1923)’nin sağladığı hürriyet ortamında kurulan Türk millîyetçi kuruluşlarının en büyüğü, tanınmışı ve uzun ömürlüsüdür3. İstanbul’da 31 Mart’ tan önce, kültürel amaçlı Türk Derneği kurulmuş, ama büyük bir ilgi yaratamamıştı. 1911 Ağustos ayında yine İstanbul’da Türk Yurdu Cemiyeti ve ondan altı ay sonra da örgütlenmesini tamamlayan Türk Ocağı kuruldu. 24 Kasım 1911’de, Türk Yurdu Derneği tarafından “Türklüğe hizmet etmek, Türklere fayda dokundurmak” amacıyla “Türk Yurdu” dergisi çıkarılmıştır. Türk ulusçuluğunun organı olarak, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda fikirler üreten bu dergi, Türk Ocağı’nın yayın organı haline dönüşmüştür4.12 Mart 1328 (25 Mart 1912) günü resmi olarak kurulan Türk Ocakları, Türk Yurdu Cemiyeti ve dergisini de bünyesinde birleştirmiştir5. 20 Haziran 1911 yılında yapılan toplantıda esasları tespit edilen ve 1913 yılında İstanbul’da basımı yapılan Ocak tüzüğüne göre, derneğin kuruluş amacı, “ Türklerin millî terbiye ve ilmi, içtimai, iktisadi seviyelerinin terakkisi ve itilası ile Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak” dı. Asla politikaya karışmayacağı ve siyasi partilere hizmet etmeyeceğini belirten dernek, amaçlarına ulaşabilmek için “okullar yaptıracak, kendi adını taşıyan kulüpler açacak, buralarda dersler, konferanslar, halka açık toplantılar düzenleyecek, kitaplar ve dergiler yayımlayacak, millî serveti korumak ve çoğaltmak maksadı ile millî iktisada ve ziraate yol gösterecek ve bu alandaki kuruluşların doğup yaşamalarına yardımcı olacaklar”dı. Ancak bu karara rağmen kulüp açma düşüncesinden politikayla ilgilenebileceği kaygısıyla vazgeçilmiştir6. Türk Ocağı, kurulduğu günden itibaren II. Meşrutiyet döneminin kısır siyasî çekişmelerinden uzak, ülkenin birliği ve vatanın geleceği için çalışmayı amaç edinmiş bir dernektir.Kuruluşundan itibaren Türk Ocakları’nın sayısı hem İstanbul’da hem de diğer il merkezlerinde hızla artmış; birçok ileri gelen edebî simalar harekete katılarak dergisinde yazı yazıp, ocağın kollarının eylemlerine de katkıda bulunmuşlardır7. Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde çalışmaları aksayan Türk Ocakları, Cumhuriyetin ilân edilmeden hemen önceki günlerde Anadolu’nun çeşitli yerlerinde örgütlenmeye başlamış ve 1922 yılı sonuna kadar 19 Türk Ocağı açılmış, 1923 yılında açılan ocak sayısı 60’a, 1927 yılında 257’ye ve üye sayısı 30.000.’e ulaşmıştır9. Ancak, çalışma programlarında bir değişiklik yapılarak Pantürkist ülkü bir tarafa bırakılmaya çalışılıp Türkiye ile sınırlandırılmıştır10. Türk Ocakları, konferanslar, müsamereler; ticaret, muhasebe, daktilo, biçki- dikiş kursları, sağlık, ziraat, yabancı dil dersleri; kütüphaneler11 ve okuma salonları; sinema, müze, sergi, spor; Türk dilinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, millî ekonominin teşviki; köye ve köylüye yönelik faaliyetleri ile 1912-1931 yılları arasında Türk fikir hayatına ve toplum hayatına katkıda bulunmuştur12 Rejimin merkezi Ankara olduktan sonra Türk Ocakları Atatürk’ün büyük yardımlarıyla Ankara’da yapılan ve açılışını İsmet İnönü’ nün yaptığı yeni binasına taşınmıştır13.1927 yılında Ocak yasasında yaptığı değişiklikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin denetimi altına giren Türk Ocakları’na devlet desteği ve denetimi artarak devam etmiştir14. Kısa bir süre sonra Mustafa Kemal’in: “Teessüs tarihinden beri ilmi sahada halkçılık ve millîyetçilik akidelerini neşir ve tamime sadakatle ve imanla çalışan ve bu yolda memnuniyeti mucib hizmetleri sebketmiş olan Türk Ocaklarının, aynı esasları siyasi ve tatbiki sahada tahakkuk ettiren fırkamla bütün manasıyla yek vücut olarak çalışmalarını münasip gördüm. Bu kararım ise, millî müessese hakkında duyduğum itimat ve emniyetin ifadesidir. Aynı cinsten olan kuvvetler müşterek gaye yolunda birleşmelidir.”15 açıklamasından sonra olağanüstü bir toplantı yapan Türk Ocakları, Mustafa Kemal’in bu isteğine uyarak, Ocakların kapatılmasını ve bu kuruluşun tüm malvarlığının Cumhuriyet Halk Fırkası’na devredilmesini kararlaştırmıştır16. 10 Mayıs 1931 tarihinde toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası 3. Büyük Kongresi’nde Türk Ocakları kurultayınca alınan karar aynen kabul edilmiştir17.Türk Ocakları imparatorluktan millî devlete geçiş dönemi ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve rejimin yerleşmesi aşamasında -özellikle Türklük bilincinin uyanmasında-, savundukları fikirler, yaptıkları faaliyetlerle toplum hayatına büyük katkılarda bulunmuşlardır.Sivas Türk Ocağı18Sivas Türk Ocağı şubesi 1923 yılında açılmış ve faaliyet göstermeye başlamıştır19. Türk Ocağı’nın açıldığı gün olan 18 Mart tarihî bayram olarak ilân edilmiş ve her yıl kutlanmıştır20. 1341(1925) yılında oluşturulan idare heyetine Sivas Türk Ocağı Reisi: Sıhhiye Müdürü İsmail; Murahhas: Sığırcı Zade Hayri; Katib: Matbaa Müdürü Abdülkadir; Muhasip Veznedar: Muallim Selehaddin, A’za: İlk tedrisat Müfettişi Hikmet, Numune Hastanesi Emraz-ı Dahiliye Mütehassısı Fazıl, Tüccardan Ömer Adil Beyler seçilmiştir21.Türk Ocaklarının ikinci dönemine ait (Ekim 1922-10 Nisan 1931) birinci kurultayına (23 Nisan 1924) Sivas Türk Ocağı’nı temsilen nüfus müdür-i umumisi Muttalib Bey katılmıştır. Sivas Mebusu Halis Turgut Bey ise Sarıkamış Türk Ocağı adına katılmıştır22. 1927 yılındaki kurultaya ise Sivas Türk Ocağı adına Rıza Bey, Şarkışla Türk Ocağı adına Abdülmuttalip Bey katılmıştır23.1928 yılında Abdülmuttalip Bey Sivas Türk Ocağı’nı, Mühendis Hamit ise Şarkışla Türk Ocağı’nı temsil etmiştir24.Merkez Heyeti 1928 yılı bütçesinde Şark Mıntıkası, Garp Mıntıkası, Şimal Mıntıkası, Cenup Mıntıkası ve Merkez Mıntıkası olmak üzere beş mıntıkada müfettişlikler ihdas etmiş, Sivas Türk Ocağı Merkez mıntıkasında yer almıştır25.20 şubat 1928’den sonra Merkeze 141 ocağın bütçesi yollanmıştır. Buna göre Sivas Türk Ocağı’nın 1927 bütçesi 4.700, 1928 bütçesi 7.760 lira; Divrik Türk Ocağının 1927 bütçesi 60 ve 1928 bütçesi 3.600 lira ve Şehr-i Kışla (Şarkışla) Türk Ocağı’nın 1927 bütçesi 1.073 lira ve 1928 bütçesi 1.008 liradır26.Türk Ocakları’nda eğitim ve araştırmaya verilen önemin sonucu başta genel merkez olmak üzere kütüphaneler oluşturulmuştur. Bu kütüphaneler, halk kütüphanesi görevini üstlenmiş; ocaklıların ve halkın aydınlanmasına katkıda bulunmuştur. Sivas Türk Ocağı da gazete ve mecmua sağlayarak oluşturduğu kütüphaneyi halkın hizmetine sunmuştur27.Belirli zamanlarda yaptığı konser ve müsamerelerle kendine gelir elde eden Türk Ocağı28; hazırladığı müsamereleri sadece Sivas ilinde değil, ilçelerde de sunmuştur29.Sivas Türk Ocağı’nda millî, iktisadî, içtimaî ve sıhhî konularda verilen konferanslarla halkın aydınlatılmasına çalışılmıştır30. Kadın Ocaklılar tarafından verilen ve büyük bir ilgiyle karşılaşılan konferans konularından bazıları şu şekildedir: Muallim Emine Hanım “ Terbiye”, Muallim Mebrure Hanım “ Finlandiya Türkleri”, Muallim Mevhibe Hanım “İçtimaî Hayatta Kadın”31. Sivas’ı ziyaret eden Darülfünun heyetlerince de Ocaklarda konferans verilmiştir32. Konferanslar dışında, Ocaklıların hem eğitilmesi hem de boş zamanlarının değerlendirilmesi için muhasebe, münazara ve temsiller de verilmiştir.Ocağın 200 kadar üyesi bulunmakta ve Halkın sağlığı için açılan poliklinikte, sağlanan doktor vasıtasıyla ücretsiz tedavi hizmeti sunulmuştur33.Okumakta olan öğrencilere yardım ederek okumaları sağlanmıştır34. Biri Tıp Fakültesinde, diğeri Askerî Tıp Fakültesi’nde iki öğrenciye burs verilmiştir35. Sivas ve Şarkışla Türk Ocakları’nda bir veya birden çok dershaneli kurslar açılmıştır36. Suşehri Türk Ocağı’nda, Kaymakam tarafından Fransızca dersler verilmiştir37. 1928 yılında harf inkılabı yapılınca Türk Ocakları da yeni harflerin öğrenilmesi konusunda çalışmalar yapmıştır. Şarkışla Türk Ocağı Şubesi de eğitim seferberliğine ocak binası uygun olmadığı için okulda geceleri ders vermek suretiyle bir kurs açarak katılmıştır38. Aynı kurslar 8 Eylül 1928’de alınan bir tamim doğrultusunda Divrik ve Sivas Türk Ocağı’nda da açılmıştır39.Uzun kış gecelerini de dikkate alan Ocak, zaman zaman geceleri de açık kalmış40, oluşturulan musiki heyeti de on beş günde bir Ocakta konser vermiştir41. Şubat ayının ikinci Cuma gününden itibaren resmî tatil olarak kabul edilmesi sonucu Sivas Türk Ocağı yetkilileri Cuma günleri “sıhhi, içtimai, ahlaki musahabeler, edebi fenni muhazaralar, umumi sohbetler” düzenlemişlerdir. Bu haber derginin “ Hafta Musahabesi” sütünunda halka duyurulmuştur42.Türk Ocakları, İzmir depreminde zarar görenlere, müsamereler ve diğer şekilde topladıkları paralarla yardımcı olmuşlardır. Şarkışla Türk Ocağı da Akçaabat, Zile, Keşan, Giresun ve Eskişehir Türk Ocaklarıyla birlikte Hilal-i Ahmer’le işbirliği yaparak İzmirlilere maddi destekte bulunmuştur43.Ankara Türk Ocağı’na emvali metrukeden (terkedilmiş mal) bina tahsis edildiği gibi Sivas Türk Ocağı’na da bedeli mukabilinde emvali metrukeden bina temin edilmiştir44. Türk Ocaklarından Halkevlerine devredilen ocak binaları ve emvali gayri menkullerin arasında Sivas ilinde tahmini 5000,00 lira değerinde bir adet hane; Darende ilçesinde 750,00 lira değerinde bina ile arsası (Halkevi olmuştur) ve 700,00 lira değerinde hane(bahçesi var); Şarkışla ilçesinde 2000,00 lira değerinde bina(altında iki dükkan var; Fırka ve halkevi olmuştur) vardır45.Türk Ocağı, merkezden başka ilçelerde de şubeler açmış ve buralarda da en az merkez kadar hararetle çalışmıştır46. 1931 yılına gelindiğinde hizmet veren Türk Ocakları listesinde Sivas, Şarkışla ve Zara Türk Ocaklarının adı geçmektedir47.
*
Sivas Türk Ocağı şubesi, 1923-1924 yılları arasında haftalık olarak Birlik dergisini yayınlamıştır. İlk sayısı 23 Temmuz 1339 (23 Temmuz 1923) tarihinde yayınlanmıştır. İmtiyaz sahibi ve mesul müdürlüğünü Mehmet Nazif’in yaptığı mecmuanın ilk sayısında şu bilgiler yer almaktadır: “Birlik: Türk Ocağı’ nın Haftalık Mecmuası’dır. idare mahalli Türk Ocağında hususi idare. Mecmuanın seneliği , altı aylığı 130 kuruştur.Nüshası beş kuruştur. Millet ve memlekete faydalı yazılar kabul edilir.Basım yeri Sivas Vilayet Matbaasıdır”. Bu ibare derginin her sayısında belirtilmiştir. Dergi ücretinin düşük olmasına rağmen(Cenab Muhiddin’in ifadesiyle bir kundura boyama parası) ilk sayısının sadece 35 nüsha satılması “Haftanın Musahabesi” sütununda eleştirilmiştir.Dergi, 18. sayı dahil Sivas Vilâyet Matbaası’nda basılmış, matbaanın bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelmesinden sonra, Samsun Hilal Matbaası’nda basımına devam edilmiştir. Samsun’ da basılan sayıların teknik seviyesi ve düzenlemesi Sivas ilindeki sayılara oranla hayli düşüktür. Sivas Vilayet Matbaası’nın yanması, Samsun’da basılan 19. sayıdaki “Hafta Musahabesi” bölümünde yer almış, yine aynı sayıda yer alan “Sivas Matbaası” başlıklı imzasız yazıda da bu konu incelenmiştir52. Mecmua 21. sayıdan sonra - farklı bir ilde çıkmanın getirdiği güçlükleri de eklersek- yayın hayatına son vermiştir.Derginin ikinci sayısında çıkış amacı ve yaşadığı zorluklar şu şekilde açıklanmıştır: “Sivas Türk Ocağı’nın bir mecmuası olsun dedik ve şu “Birlik” i çıkarmaya başladık. Kağıdın fenalığından, münderecatının azlığına kadar mecmuamızın bütün kusurlarını pekala biliriz. Bu, ne mecmuanın nasıl çıkarılacağını bilmemekten, ne ihmalcilikten ne de beceriksizlikten ileri gelmektedir. İçimizde öteden beri kalemiyle tanınmış gençler var. Yalnız şimdilik bundan daha iyisini burada vücuda getirmek imkansızdır. Fakat yazan okuyana, okuyan yazana dayak olursa her gün biraz daha iyi olmak şartıyla Sivas’ın da güzel bir mecmuası elbette olur.”Sivas Türk Ocağı’nın haftalık mecmuası olarak çıkan dergide haftanın musahabesi, içtimaiyat, edebiyat, yeni istidatlar, talim ve terbiye, tefrika, haftanın izleri gibi konu başlıkları altında çeşitli yazılar yazılmıştır.Sekiz sayfadan oluşan bu dergide, Sivas’ın seçkin öğretmen ve yazarlarının yazdığı görülmektedir. Bunlardan bazıları: Eflatun Cem, Osman Nuri, Cenab Muhiddin, Ahmet Ruhi, Abdülkadir, Gazi İlhan, Atıf İlhan, Ömer Bedrettin, Doktor Tahir, Emine Samiye Hanım, Fuat Gündüz Alp’dir.Birlik dergisinde sayıları fazla olmamakla birlikte fotoğraflara da yer verilmiştir. Birlik dergisi, birinci sayısında Mustafa Kemal’in kalpaklı bir fotoğrafını54; üçüncü sayısında “Sivas’a teşrif buyuran muhterem Heyet-i Vekiliye Reisi Rauf Beyefendi Hazretleri” açıklaması ile Rauf (Orbay’ın)55; Beşinci sayısında “Lisenin tarihi salonunda” başlıklı yazının ortasında Kazım Karabekir Paşa’nın fotoğrafını56; Dokuzuncu sayısında ise Sivas Türk Ocağı Başkanı Osman Nuri Bey’in fotoğrafını yayınlamıştır57.Derginin her sayısın ilk sayfası “Hafta Muhasebesi” ne ayrılmıştır. Konu başlıklarından bazılarını verecek olursak: “Anlaşma ve Birleşme İhtiyacı”, “Asri Terbiye İhtiyacı”, “Mekteplerimizde Müsbet ve Menfi Terbiyecilik”, “Eski ( Osmanlı İstiklali) ile Yeni ( Türkiye İstiklali) Hakkında Bir Mukayese”, “Yine O Ses”, “Anadolu’da Türk Ocağı”, “Sivas ve Kadınlık”, “Büyüklerimiz ve Gençler”.....Konu başlıklarından da anlaşılacağı gibi sadece Türk Ocağı mensupları değil, tüm Sivas halkını ilgilendirecek konuların seçilmesine özen gösterilmiştir.Dergideki bir diğer sütun başlığı “Yeni İstidatlar” adını taşımaktadır. Bu sütunda Ömer Bedrettin ( Uşaklı), Gazi İlhan, Atıf İlhan, Talat, Reşat gibi yetenekli gençlerin şiirlerine yer verilmiştir. Aralıklarla onuncu sayıya kadar devam eden bu sütun, 10. sayıdan sonra kaldırılmıştır.Birlik dergisinin 10. sayısından itibaren “Nefis Sanatlar” başlığıyla yeni bir sütun açılmıştır. Bu sütuna 13. sayıdan sonra ara verilmiş; 17. sayıda “Müntehabat” başlığıyla yayınlanmış ve bu sayıdan sonra tekrar yayından kaldırılmıştır. Abdülhak Hamit’den Rıza Tevfik’e, Tevfik Fikret’den Fuzuli ve Nedim’e kadar pek çok şairin şiirlerinden seçilen parçalara bu sütunda yer verilmiştir.Genellikle son sayfada yer alan “Haftanın İzleri” sütunu, derginin haber ağırlıklı bölümüdür. Sadece Sivas Vilayet Matbaası’nın yanması üzerine Samsun’da çıkarılan 19. sayıda yer almamış, diğer sayıların tamamında bulunmuştur. İçerik olarak gerek Sivas Türk Ocağı gerekse derginin kendisiyle ilgili haberler, ilan ve açık mektup tarzında yazılara yer verilmiştir. Ocağın çalışmaları ya da idare heyetinin aldığı kararlar bu sayfa aracılığıyla kamuoyuna duyurulmuştur. Örneğin, derginin kalitesinin artmasına yönelik bir çalışma, “Tahrir Heyeti” başlığıyla “Türk Ocağı mecmuasının muntazaman intişarını temin ve yazılarının halkın istifadesini mucip olacak bir şekle ifrağ için bir tahrir heyeti teşkil etmiş ve bu nüshadan itibaren heyet faaliyete başlamıştır.”58 şeklinde bu sütunda verilmiştir.Birlik dergisinde Atatürk’ün kalpaklı bir fotoğrafı ile Paşa’nın Sivas Türk Ocağı’nın açılış merasimine gönderdiği telgraf yayınlanır. “Aziz halas-karımız Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Sivas Türk Ocağı’na büyüklüklerinin yüksek bir nişanesi olarak çektikleri telgraf sureti” açıklamasıyla verilen telgraf şu şekildedir: “Sivas Türk Ocağı Riyasetine Türk Ocağı’nın güşad vesilesiyle hakkımda izhar olunan hissiyat-ı merbutiyet- kariye teşekkür eder; ocağınızın millî inkişafa nafi hizmetler ifasına muvaffakiyetini temenni ile cümleye selam eylerim efendim.”
*
Derginin ikinci sayısında verilen bir haberde ise “Emsalsiz büyüklüklerini her vesile ile izhar buyuran kıymetli Gazimiz ve aziz halaskarımız Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Ocağımıza ikiyüz lira teberru etmişlerdir. Ocağın minnet ve şükran hislerini arz eylemek üzre zat-ı devletlerine heyet-i idare tarafından teşekkür telgrafı keşide edilmiştir59.” denilerek Mustafa Kemal Paşa’nın ocağa yaptığı yardımdan bahsedilir.Birlik dergisi, ilk iki sayısındaki bu yayınlarından sonra Mustafa Kemal veya dönemin siyasi iktidarı ile ilgili yazılara müstakil olarak yer ayırmamıştır. Ancak zaman zaman bazı yazıların içinde Mustafa Kemal ve yönetimle ilgili olarak diğer basın organlarında da görülen “Halaskarımız” vb. sözler yer almaktadır.Birlik dergisinde Sivas’ın sosyal ve kültürel yaşamıyla ilgili haber ve yazılar yanında ülkenin genel durumu ile ilgili yazılar da dikkati çekmiştir. On yıldan fazla süren savaşlar sonucu ülke nüfusunun azalması Birlik dergisinde de incelenmiştir. Doktor Arif Bey “Nüfus Meselesi” başlıklı yazısında ülkemizdeki nüfusun azlığından bahsederek, görüşlerini şu şekilde açıklıyor: “Bugün İstanbul’dan Erzurum’a kadar uzanan Anadolu’nun dağları, yaylaları büyük tenhalık içinde bulunmaktadır. Bilhassa Umumi Harpten sonra azlık daha bariz surette nazara çarpmaktadır...Millî hududun sekiz milyonluk nüfusu, vasi bir sahaya yayılmıştır. Kilometre murabbaı başına bizde Belçika’dakinden on misli az nüfus isabet etmektedir. Binaen-aleyh bizim için ciddi bir surette nüfus meselesiyle uğraşmak ve bilhassa millî bir nüfus siyaseti takip etmek ıztırar ve suziş olur60.” Aynı konuda Abdülkadir imzasıyla kaleme alınmış bir başka makale de “Teksir-i Nüfus” başlığını taşımaktadır.O günkü Sivas’ın kültür yapısı ile ilgili bilgilere de yine bu sütunlardan ulaşabiliriz. Örneğin Selahaddin Demiralp “Sivas’taki Cemiyetler” başlıklı yazısında: “Türk elinin büyük oğlu ve büyük çalışıcısı Rauf Beyefendi hazretleri’nin şereflerine verilen çay ziyafetleri bilhassa Türkçü gençlerin memleketin her kısım hulletine karşı derin bir hissi hürmet ve muhabbetle mütehassıs olduklarını irae etti. Ziyafette Müdafaa-i Hukuk,Esnaf Cemiyeti ve Tekaut Cemiyeti’ni temsil eden zevat-ı muhtereme de bulunuyorlardı. Bu birlik ne tatlı ve memleketin atisini kutlulayan ne beşaretli birlik idi. Yakında ihtiyat Zabitleri Cemiyeti’nin bir şubesinin de terhis olunup memleketlerine avdet eden ihtiyat zabiti arkadaşlarımız tarafından güşad edileceği söyleniyor ne ala61” sözleriyle dernekler hakkında bilgi vermektedir.Bu düşünceler yanında Sivas’daki Cemiyetlerin faydalarından, bir “cemiyetler birliği” kurulmasının gerektiğinden ve Sivas Türk Ocağı’ndan da bahsetmiştir.Sivas’da kurulan derneklerden birisi olan İhtiyat Zabitleri Cemiyeti bir dönem ocak binasına nakledilmiş, bu konu ve dernekle ilgili diğer haberler Birlik dergisinde haber olarak verilmiştir62.Sivas’da kurulan bir diğer dernek olan “Muallim ve Muallimeler Derneği” nin Heyet-i idaresini seçmek için yaptığı toplantıyla ilgili haberler de “Haftanın İzleri” sütununda yer almıştır63.“Himaye-i Etfal” adlı yazıda ise Millî mücadele yıllarında fakrü zaruret içine düşen ailelerin çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak için kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti hakkında ve bu cemiyete yardım edilmesi gerektiği açıklanmıştır64.Birlik dergisi, genel görünüm olarak edebiyat dergisi olmaktan uzaktır. Yayın hayatı boyunca eğitimle ilgili yazılara ağırlık verdiği görülür. Bunda Osman Nuri, Eflatun Cem, Cenab Muhiddin gibi isimlerin eğitim camiasından olmalarının da etkisi vardır.Birlik dergisinde eğitimle ilgili yazılar arasında en önemlisi Muallim Fuat Gündüzalp’in kaleme aldığı ve derginin 7. sayısında başlayıp son sayısına kadar tefrika edilen “Talim ve Terbiye Teşkilatında Buhran” başlıklı yazıdır. Bunun dışında gerek “Haftanın İzleri” sütununda gerekse diğer bölümünde yazılan yazı ve haberlerden Sivas’ta eğitim hayatıyla ilgili ayrıntılı haber ve bilgilere ulaşmamız mümkündür65.Gerek Meşrutiyet dönemi gerekse Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitimle ilgili en büyük problemlerden birisi de öğretmen maaşlarının zamanında ödenememesidir. Sivas ilinde de bu problem yaşanmış ve dergiye konuyla ilgili haberler yansımıştır66.“Sokaklarımız” adlı başka bir yazıda ise Sivas’ın modern bir çehreye kavuşması için yapılanlar anlatılmaktadır: “Sene geçmez ki belediyemiz şehrin muhtelif semtlerindeki sokakların kaldırım ve çamurlarını tamir, ıslah ve tecdit için bütçesinden mühim bir yekun ayırmasın67”. Bu sözlerin devamında belediyenin bu konuda yaptığı çalışmalarla şehircilik konusunda yapması gereken diğer işler de anlatılmıştır.“Büyüklerimiz ve Gençler” adlı yazıda Fırka Kumandanı Kazım Paşa’nın Ocağı ziyareti ve bu ziyareti sırasında yapılan sohbetin gençler üzerindeki etkisi anlatılmıştır68. “Fuhuş ve Gençlerimiz” adlı hafta muhasebesinde ise Sivas’ta fuhuşun sosyal yapıyı sarsacak bir duruma geldiği, doğuracağı kötü sonuçlar ve bunu önlemek için acilen tedbir alınması dile getirilmiştir69.Türk Ocaklarında sportif faaliyetlere önem verilmekte, bu tür faaliyetlerin yeni yetişen nesiller için gerekli olduğu düşünülmüştür. Cemal Naci’de “İdman ve Biz” adlı yazısında ülkemizde muhtelif spor dallarına önem verilmesi gerektiğini belirterek Sivas Türk Ocağı’nda da bir spor encümeni oluşturulmasının yararları üzerinde durmuştur70.“Sivas ve Kadınlık” adlı yazıda ise Sivas’ta ve Türkiye’de kadınların sosyal hayata katkılarının önemi üzerinde durulmuştur71.Birlik dergisi, yayın hayatı boyunca, birinci sayfasına koyduğu “millet ve memlekete faydalı yazılar kabul edilir” ilkesine bağlı kalmış, bu ilkeye ters düşecek hiçbir yazı yayınlamamıştır72.Türkiye’nin siyasî ve kültürel yaşamında önemli bir köşe taşı olan Türk Ocakları, sadece merkezde değil ülke geneline yayılan şubelerle toplumun bilinçlenmesinde önemli katkılar sağlamışlardır. Sivas Türk Ocağı ve yayın organı olan Birlik dergisi de millî bilinç sahibi vatandaşlara ulaşma yolunda üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirmiştir.
“Türk Ocakları, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın hars şubesidir. Fırka, millete mürebbilik yapacak; ilim, iktisat, siyaset ve güzel sanatlar gibi bütün hars sahalarında vatandaşları yetiştirmek için pişvalık edecektir. Ocaklar Cumhuriyet Halk Fırkası’nın programlarını vatandaşlara izah etmekle asıl vazifelerini yapmış, mefkurelerine en büyük hizmeti ifa etmiş olurlar.Yasanızın üçüncü maddesinde bu cihet sarahaten ifade edilmiştir. Bu yol üzerinde milleti hemahenk olarak beraber yürütmekten ibarettir.” Hakimiyeti Millîye, 5 Şubat 1931; Atatürk’ün Aydın Türk Ocağı’ndaki Konuşması için bkz: Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II, s.300.15 A.g.e., III,

Hiç yorum yok: