26 Mayıs 2007 Cumartesi

"Millî Şehit" Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey


"Millî Şehit" Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey
Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey, Ermeni tehciri sırasında ölümlere sebebiyet verdiği gerekçesi ile Harp Divanı’nda yargılandı. Verilen idam kararı 10 Nisan 1919 günü Bayezit meydanında infaz edildi. Mütareke döneminde İstanbul Hükümeti’nin işgal güçlerine verdiği bir kurban olan mazlum ve millî şehidimiz Kemal Bey’e Allah’tan rahmet diliyoruz.Birinci Dünya Savaşında bir çok cephede birden savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti, kışkırtılan ve silah desteği verilen Osmanlı Ermenilerinin katliamları ve işgalci kuvvetlerle işbirliklerine şahit oldu. Uyarılar fayda vermeyince, öncelikle tedhiş yaratan Ermenilerin ileri gelenleri İstanbul’da tutuklandı. Savaş ortamında terör yaratan, düşmanlarımızla işbirliği yapan, Gregoryan Ermenileri, Osmanlı Hükümetinin çıkarttığı bir kararname ile tehcire (zorunlu göçe) tabi tutuldu. Osmanlı Devleti bu iç ve dış güvenlik tehdidine karşı, Ermeni tehcirini bir önlem olarak uygulamış ve yine Osmanlı toprakları olan Suriye taraflarına yapılmıştır. Böylece erkekleri cephede olan halkımız üzerinden Ermeni zulmü kaldırılarak iç güvenlik bir ölçüde sağlanmış oldu.Bu zorunlu göç sırasında salgın hastalık, açlık, güvenlik yetersizlikleri, eşkıya saldırıları, öç amaçlı sivil saldırılar sonucu ölen Ermeniler oldu. Bu olaylar gerekçe gösterilerek suçlamalar ve ağır ithamlar yapıldı. Zorunlu göç sırasında ihmali görülen resmi sorumlular hakkında gerekli kovuşturma ve soruşturmalar yapıldı. Bu kapsamda Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey de suçlanarak Yozgat İstinaf Mahkemesi’nde yargılandı ve beraat etti.13 Kasım 1918 günü İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal ettikten sonra, Ermeni göçü sırasında yaşananlarla alakalı görülenlerin yargılanarak cezalandırılmaları konusunda baskılarını artırdı. Kemal Bey tekrar tutuklanarak İstanbul’da kurulan Harp Divanında yargılanmaya başlandı.14 Aralık 1918’de işgalci İtilaf kuvvetleri temsilcilerinin ve Ermeni toplumunun baskıları sonucu Osmanlı Hükümeti Harp Divanı’nı kurdu. Mahmut Hayret Paşa başkanlığında sekiz kişiden oluşan mahkeme heyetinin dört üyesi azınlıklara mensuptu. Ziya Gökalp,’i de yargılayan bu mahkeme, Ermeni kırımına dair sorusuna ondan şu cevabı aldı: “ Milletimize iftira etmeyin. Ermeni kırımı diye bir şey yoktur. Türk- Ermeni Savaşı vardır” Fransız, İngiliz işgal kuvvetleri ve Ermeni Patriği Zaven Efendi’nin baskıları sonucu Damat Ferit Paşa, bu mahkemenin başkanlığına Nemrut Mustafa Paşa'yı getirdi. Bu atamadan sonra, adaletin dışına çıkılarak, vatansever insanlar ölüme gönderildi. Damat Ferit ve Hükümeti muhalif gördüğü tüm vatanseverleri, İttihatçıları Ermeni Tehciri iddiaları ile suçlayarak cezalandırma yoluna gitti. Böylece işgal güçlerini de tatmin etmiş oluyordu.16 Aralık 1918’ e kadar Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey’in yanı sıra Diyarbakır, Mamuratülaziz (Elazığ), Musul valileri ve Sivas Valisi Muammer Bey de benzer iddialar ile tutuklandı. Kemal Bey’in yargılanmasına 5 Şubat 1919 günü başlandı. 18 duruşma sonucu 7 Nisan 1919 günü idama hükmedildi. Duruşmalarda çok sayıda yalancı şahit dinletildi. Hayatında Boğazlayanı hiç görmemiş şahitler, hayali iddialarda bulundu. Boğazlayan halkı Kemal Beyin tehcire tabi tutulan Ermeni ahaliye karşı çok iyi davrandığı, iaşeleri ve güvenlikleri için büyük özen gösterdiğini ifade etmişlerdir.Kemal Bey, dünya çapında yürütülen aleyhte bir propagandanın kurbanı seçilmişti. İstanbul Hükümeti, işgal kuvvetlerine ve onlardan cesaret alan Ermenilere boyun eğerek, vatansever devlet görevlilerini eliyle cezalandırma yoluna gitmişti. Tam bir teslimiyetçi, korkak, işbirlikçi bir yönetim uygulaması örneği...Yıldız Sarayı’na gelen kararnamedeki idam hükmünün onayı için M. Vahdettin, Şeyhülislam Mustafa Sabri’den fetva istedi. Hazırlanan fetvayı uygun bulmamasına rağmen idam kararını onayladı. ( Başkatip Ali Fuat hatıralarına şu notu düşmüştür: “Madem ki kararnameyi imza edecekmiş; yeniden cevap yazdırmasının hikmetini anlayamadım!”)M.Vahdettin, vicdanını rahatlatmak için Şeyhülislam’dan istediği yeni fetva idamın onaylanmasından sonra geldi. Fetvada bizzat fi’l-i katli (öldürme eylemini) icra etmiş olmadığı, mağdurların kısas taleplerinin bulunmadığı, şahsın tahrik ve kışkırtma yapması sonucu karşılıklı vuruşma meydana gelmiş olduğu vurgulandıktan sonra, fetva hükmünün gerekçesi şöyle yazılmıştır: “ Böyle bir takım kimseleri tahrik igra ( kışkırtma) ile kıtal (vuruşma, birbirini öldürme) îka ettirmiş olan Zeydin şer’an idamı caiz olup olmayacağı yolunda bir fetva tanziminden ve zîrinin de (aşağıda) Yozgat mutasarrıf vekili Kemal Bey hakkında divan-ı harbce verilen hüküm işbu fetvay-ı şerîfeye muvafıktır.”(Ali Fuat Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, 4. Baskı,TTK Yay., s. 202-206.)Kemal Bey, 10 Nisan 1919 Perşembe günü Bayezit Meydanı’nda ( İ.Ü. Hukuk Fak. Önünde) idam edildi. Henüz 34 yaşındaydı . İdam sehpasındaki son sözleri şunlar oldu: “Borcum var, servetim yok! Üç çocuğumu yetim bırakıyorum. Onları asil Türk milleti’ne emanet ediyorum. Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin. Amin.” Cellat asmaya kıyamayarak bir süre oyalandı. Tam bu sırada Rektörlük binası balkonundan “ Söyletmeyin! Hemen asın bu köpeği” diye birisinin bağırdığı duyuldu. Gözler sese çevrildiğinde bağıranın İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı, hain ve işbirlikçi Sait Molla olduğu fark edildi. İstiklal Savaşı döneminde, İngiliz ajanı Papaz Frew ile işbirliği içinde hareket ederek Türk halkını birbirine düşüren, aynı papazla olan çok sayıdaki yazışmasının ele geçirilmesi ile ihanetleri ortaya çıkan Sait Molla!; Sivas’ta Şeyh Recep Olayını tezgahlayan Sait Molla! (Bk. Dr.Fethi Tevetoğlu, Millî Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, s.83,89 )İdam sehpası etrafında toplanmış olan Ermeniler hep bir ağızdan bağırıyor, hakaretler yağdırıyorlardı. İstanbul’un Müslüman- Türk ahalisi bu hazin manzarayı uzaktan buğulu gözlerle izlemekle yetiniyordu.Kemal Beyin cenazesi Askeri Tıp Mektebi öğrencilerinin omuzlarında, ay yıldızlı bayrağa sarılı olarak, geniş bir halk kitlesinin katılımı ile Kadıköy’de toprağa verildi. Cenaze öyle kalabalık ve gösterişli olmuştu ki, işgal kuvvetleri Bekirağa Bölüğü’nün basılarak mahkumların kaçırılacağından endişe ederek Ermeni kırımı ile suçlanan siyasi mahkumları, Malta Adası’na sürmeye karar verdi. (Bk. Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri) Malta Sürgünleri için hiç bir delil bulamayan İtilaf Devletleri, yargılanmalarına bile gerek duymadan Sakarya Savaşı sonrası hepsini serbest bırakacaktır.M. Kemal Paşa’nın emriyle TBMM, 14 Ekim 1922 günü Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey’e “Millî Şehit” ünvanını vermiştir. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ‘in emriyle 27 Haziran 1926 günü çıkarılan bir kanunla: “ Memleketin selameti için çalışmış ricali hükümetten olup Ermeniler tarafından yapılan suikastlarla şehit düşenler veya bu uğurda idam veya intihar gibi suretlerle duçarı garkolarak terki hayat edenlerin ailelerinin fakru zaruret içinde bulunmalarına izin verilmeyeceğinden...” denildi ve 2 Şubat 1927 günlü Hükümet kararı ile Kemal Beyin eşi ve çocuklarına 20 bin lira değerinde bir emlak verildi ve maaş bağlandı. Ermenilerin zulmüne ve katline uğramış bulunan diğer devlet görevlilerinin aileleri de aynı haktan faydalandırıldı.Yozgat’ın Boğazlayan İlçesi’nde bir mahalle ve okula Kemal Beyin adı verildi(1972). Ceyhan Belediyesi Kemal Bey adına anıt dikti (2003).Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey için idam edildiği yerde 10 Nisan 2006 günü dikilen 70x150 cm boyutlarındaki anıt, dikildiği gece, şehrin dokusunu bozduğu gerekçesi ile Büyükşehir Belediyesi görevlileri tarafından sökülmüştür...Cümle şehitlerimize Allah’ın rahmet etmesini, onlara sürekli sahip çıkmayı ve anmayı bizlere ve yetkililerimize nasip etmesini diliyorum.

1 yorum:

hakohaberland dedi ki...

Slotty Casino - Mapyro
Slotty Casino. Mapyro. 경상남도 출장안마 Casinos in Arizona. Casino · Arizona. Casino 과천 출장안마 Slots · Arizona. Casino Slots. 광양 출장샵 Casino Slots. 김포 출장안마 Casino 과천 출장마사지 Slots · Arizona. Casino Slots. Casino Slots